Kendini İzlettiren 3 Yabancı Erkek Oyuncu

Yazıya başlamadan önce şunu söylemeliyim ki ben tam bir filmkoliğim. Hemen hemen tüm filmleri izlemeye çalışıyorum. Düzenli takip ettiğim siteler var online olarak söylemek gerekirse; jetfilmizle.com, filmifullizle.com, günlükfilm.com ayrıca sinemalar.com 'dan da film yorumlarına bakıyorum.

Bugünler de film izlemeye artık bir ara verdim diyebilirim. Neden film izlemeye ara verdim (hatta belkide bıraktım) artık yeterli seviyede güzel film nedense ortaya çıkmıyor diye düşünüyorum.Seri denilebilecek filmler sadece tutulanın ikincisini yapalım, hasılat gelsin seviyesin de. Her yerde süper kahramanlar var. Hiç konusu ilginç filmler çıkmıyor...

Bu aralar sadece imdb.com 'da yüksek puan almış olanlara bakıyorum ilgimi çekerse izliyorum.Şuana kadar izlediğim filmler de yabana atmamak için söylüyorum çok usta oyuncular gördüm, çok iyiler gördüm ama bu 3 kişi var ki bütün filmlerini izledim ve düzenli takip ediyorum.

Şimdi bu isimleri benim klavyem'den tanımaya başlayalım.

İstanbul'a Olan Sevgim

Ne demişler, İstanbul'un hissettirdikleri her insan da farklıdır.

  Sahiden cansız bir nesnenin taşın toprağın hissetirdikleri neden bu kadar derin olur ki.

Sanırım bu hisler beni küçüklüğümden izlemeye başladı. Henüz çocukken annemin yılda bir dediği karşı ve taksim laflarında Taksimin taksi durağından ibaret olduğunu Karşının ise caddenin karşısı olarak sanmamla başlamış olmalı bu güzel duygu. Dördüncü sınıfa geldiğimde ilk özgürlüklük anılarımı yaşamıştım aslında, akranlarımın aileleri evlerinin kapıları önünden ayrılmasına izin vermezken annem beni sadece bir kez okula otobüsle götürmüş ve bundan sonra kendin gideceksin demişti (Okul ve ev arası İçerenköy ve Bostancı olur yürüyerek 30 dakika civarı sürmektedir.) Sanırım annemin bana güvenmesi ve rahat bırakışı, benim özgürlüğümü keşfetmem, İstanbul'a karşı olan aşkımı derinleştirmişti.

Bir Müzisyenin Silahları

Henüz 13 yaşındaydım ve almak istediğim en önemli şey bir gitardı.

Uzun süredir hayalimde yer alıyordu ama önümde bir OKS sınavı vardı ve bunun için dikkatimin dağılmaması gerekiyordu. 14 yaşıma bastığımda Anadolu lisesi sınavını kazanmış ve bunun gururuyla ailemin bana artık vereceği ödülün ne olduğunu hatırlatmışi ilk gitarımı almıştım. Bu yazı, bir müzisyenin silahlarının hikayelerini anlatan bir konuyla ilgilidir.

Şimdi bu silahlara nasıl kavuştuğumu teker teker anlatalım.

Çarpıcı Bir Başlık İçin Ne Yapmalı ?

Bir gün evde telefonumla instagram da arkadaşlarımın fotoğraflarına bakıp geziniyorum. Cıpstak Cıpstak müzik çalmakta kulaklığım da. O gün telefon yerine bilgisayardan gireceğim tutmuş.Bir arkadaşımın zannediyorum ki 5. fotoğrafına kadar geldim.( Fotoğraf inceleyip nasıl çıktıklarından çok nasıl fotoğraf açısı yakaladıklarını incelemek hoşuma gider.) Devamlı birinin kullanıcı adı gözüme batıyor 6 oldu 7 oldu öyle bir kullanıcı adı görüpte merak etmemek mümkün değil yani.En sonun da her zamanki gibi merakıma yenik düşerek girdim sayfasına.

Adamın yaklaşık 1300 küsür takipçisi vardı ve 300 kişi takip ediyordu.Hemen tanımaya çalıştım daha önce bir yerde gördüm mü diye.Şimdi ben öyle çok magazin takip eden biri değilim ama bu bildiğin Halk'tan. Adamın çok fotoğrafı var ama öyle çok fotojenik bir yüzü yok.

Bu dakikada anladım ki çarpıcı başlık,kullanıcı adı vs. çok önemli şeyler.

Bu yüzdendir de bu konuyu kendi tecrübelerimden beslenerek açıklamaya çalışacağım.

Hayatım da İz Bırakan 3 Kitap

Konuya başlamadan önce belirtmek isterim ben çok kitap okumayı seven biri değilim, nedense işin hep yazma tarafı hoşuma gitmiştir.Ama bu şekilde davranmamın sonucun da sonuna kadar bitirebildiğim az kitap ama hayatıma anlam katan çok şey var.

Daha ilk okul yıllarımda iken bir kitabım vardı hiç unutmam kırmızı kapaklı ilk aşkım tarafından hediye edilmişti her gün içindeki resimlere bakıp dururdum ve bir gün ona onu sevdiğimi söyleyeceğimi hayal edip dururdum.

Bu yazı da yazacaklarım ergenlik döneminden başlayıp bu güne kadar geçen süre kapsamında okuyup beğendiğim kitaplar.